Aslında psikolojik astroloji analizlerini Batı Astrologlarına bırakmak daha iyi görünüyor gözüme. Çünkü Vedik Astroloji'de psikolojiden ziyade mental rahatsızlıkları, kişilerin böyle karmaşaya gireceği dönemler ve adı üzerinde KARMA‘larıyla uğraştıkları görünümler olarak kabul etmekte yarar var. Ben de yorumlarımı bu manada yapmayı tercih ediyorum. Kimseyi yargılamak bir Jyotishi olarak bana düşmüyor.
Dün bir fim izledim... 2013 Temmuz da vizyona giren filmin adı, Camillet Claudel 1915. Baş rolde Juliette Binoche, Camille Claudel'i oynuyor. Camille Claudel, (1864 – 1943) Fransız heykeltraş. Fransız şair ve diplomat Paul Claudel'in ablası. 1800'lü yılların sonu, 1900’lerde dahi ve yalnız bir bayan heykeltraş olursan, neler olur portresiydi izlediğim. Deha sanatçılarda, zaten biraz mental sıkıntılar olabiliyor. Hepimizde var bunlar. Ancak bu sanatçılar, ölümsüz eserlerini, bu dünyadan koparak ortaya çıkartıyorlar...
Juliette Binoche muazzam güzel oynuyordu. Camille Claudet’in yaşamını bilmediğim için, filmin neredeyse sonlarına kadar, onun bir akıl hastası olabileceği, ya da yaşamının belli bir zamanında takılıp kalabileceğine inanamadım bir türlü. Dolayısıyla zihnim fal taşı gibi açık 2 saat izledim sonuna kadar.
Kadın özgürlüğünün ve sanatının dış dünyaya yansımasıyla, nasıl sekteye uğradığının; bununla baş edemeyen bir zihnin, hayatının bir döneminde nasıl takılıp kalarak, kalan ömrü boyunca sadece o dönemi yaşadığının; dıştan bakıldığında, sürekli hüzün ve isyan krizlerinin dışında başka anormallik görünmediğinin resmini çiziyor. Camille... Bir insanı 40'lı yaşlarda hapishane desem değil, hastane, bakım evi desem değil gibi bir yere atarsanız ve en yakınları onunla iletişimi keserse, yaşamını idame ettirdiği, tüm hayallerini ve dehasını gösterdiği heykel yapma sanatını elinden alırsanız, o kadın ne yapar?
J.LD.
“Çocukluğunda taş ve çamur gibi malzemelerle ilgilenmeye başlayan Camille, Académie Colarossi'de heykeltraş Alfred Boucher ile çalışmaya başladı. (O dönemde École des Beaux-Arts'ta (Paris Güzel Sanatlar Akademisi) (kadınların eğitim görmesi mümkün değildi.) 1882'de Claudel, çoğu İngiliz olan ve aralarında Jessie Lipscomb'un da bulunduğu bir grup genç kadınla bir atölye kiraladı. 1883'te, bu gruba heykel eğitimi veren Auguste Rodin'le tanıştı.
1884'te Rodin'in atölyesinde çalışmaya başladı ve onun ilham kaynağı, modeli, arkadaşı ve giderek sevgilisi oldu ancak hiçbir zaman Rodin'le birlikte yaşamadı.
1903 yılının başlarında işlerini sergiledi. Claudel'in eserlerinin gelişimi büyük ölçüde Rodin'e bağlansa da, sanat yeteneğinin kişiselliğini vurgulayan sanat tarihçileri çoğunluktadır. Yazar ve sanat eleştirmeni Octave Mirbeau onun bir dâhi olduğunu söyler. İlk işlerinde Rodin'in etkisi görülür ancak özellikle ünlü heykeli Bronze Waltz (1893) bunun dışında değerlendirilir.
1905 yılından itibaren Claudel'de akıl hastalığı baş gösterdi. Heykellerinin birçoğunu kırdı, paranoya belirtileri göstermeye başladı. Rodin'i, fikirlerini çalmakla ve öldürmeyi planlamakla suçladı.
O zamana kadar kendisini koruyan erkek kardeşinin evlenerek Çin'e dönmesinden sonra atölyesine kapandı. Kariyerini destekleyen ve maddi olarak da yardım eden babası 2 mart 1913'te öldüğünde Camille'in bundan haberi olmadı. 10 Mart'ta kardeşinin girişimiyle Neuilly-sur-Marne'daki Ville-Évrard akıl hastanesine yatırıldı.
Doktorları aileyi sağlığı konusunda sürekli bilgilendirse de annesi ilgilenmeyi kabul etmedi. 1 Haziran 1920'de Dr. Brunet anneye yazdığı mektupta Camille'in aile ile biraraya gelmesinin öneminden sözetti, ancak cevap alamadı. Paul Claudel ise birkaç yılda bir ziyarete geliyordu.
Camille Claudel, 30 yıl akıl hastanesinde kaldıktan sonra 19 Ekim 1943'te öldü ve Monfavet mezarlığına gömüldü.
Yaklaşık 90 adet heykelini, eskizlerini ve çizimlerini yok etmişti...”
(Kaynak: Vikipedia)
Koç yükselen, Ay Balık burcu. Lordları sırasıyla; Rx Mars Boğa’da 2. evde, Jüpiter Akrep’te 8. evde.
Yüksek ideallere sahip, yaratıcı özellikleri olan, arzularını gösteren 7. evinde hem hiçbir zaman kavuşamadığı eşi Rodin’i, hem de dehasını işaret eden Terazi lordu Venüs... Venüs, hayatını nasıl kazanacağını gösteren 10. evde... 10. ev Oğlak lordu Terazi'deki Satürn ile parivartana yoga. Terazi onun kilit burcu... Lordu Venüs 2. - 7. evlerin yöneticisi. Venüs-Satürn-Rahu açıları onun sanatında çok başarılı olduğunu gösterir. Ancak bu yüksek başarıyı, gayrımeşru ilişki yaşadığı Rodin’den olan çocuğunu düşürüp, ondan ayrıldıktan sonra göstermeye başladı.
(''Vals'', "Clotho", "Olgunluk Çağı", "Kayıp Tanrı", "Geveze kadınlar", "Sakuntala"). 1903'ün başında Salon d'Automne'da eserleri sergilendi. Ünlü sanat eleştirmeni Octave Mirbeau'nun da dediği gibi 'kadın bir dahiydi'. Eserleri büyük hayranlık topladı. Erken dönem işlerinde Rodin'in etkisi görülmektedir. Ancak Rodin'le ayrıldıktan sonra sanatı, daha özgür kalmış klasik heykelden uzaklaşarak Art Nouveau'ya yaklaşmıştır. ''Olgunluk Çağı'' isimli eserinde Rodin'le olan ayrılığınının tüm acılarını yansıtmış olan sanatçı ayrıca heykelde oniks materyalini ilk kullanan isimdir. Nitekim sanatın gezegeni olan Venüs pek çok vargasında Satürn burcunda. Satürn, taşlar, kayalardır... Venüs-Satürn kombinasyonu bir sanat dehasını gösterebilir. Her iki gezegen de çok iyi yerleşmiş ve kuvvetli. Özellikle Dasamsa’da Venüs de dahil tam 5 gezegenin debil olması, Camille’in mesleğinde tam bir deha olduğunu gösterir...
Vimsottari Venüs büyük döneminin sonlarında bu eserler ortaya çıkmış, takiben onu deliliğe sürükleyen zamanı yine Venüs dönemiydi. Venüs onun hem sanatı, hem de maraka gezegeni oldu. 7. evlilik, mutluluk arzular evindeki Rahu, onu yüksek idealler, sevdiğine sadakatle bağlanmak hatta bağımlılık yaşaması durumuna götürmüştür. Nitekim bu ideallerini eyleme sokmaya uğraştığı 11. evinin yöneticileri de Satürn-Rahu’dur.
Anne figürü 12. evine (balık) düşer... Her ne kadar çocukluğunun ilk dönemlerinde koyu Katolik tarzda onu yetiştirirken Camille’in yanında olmasına rağmen, kızının yaşadığı gayrımeşru ilişkiyi, ortaya çıkmış ilk kadın heykeltraş olmasını asla kabullenememişti. 1989'dan itibaren de (Güneş ana dönemi) bir daha kızını görmek istemedi. Akıl hastanesine yatırıldığı 1913'de en büyük destekçisi babasını kaybetti(AY dasa-Venüs antardasa). Bundan bir süre önce de pek çok eserini kırdı, yok etti... Nitekim mandi 10. evde Venüs ile beraber. Mandi; kişiye kendini yok ettiren, Saturn’ün malefik oğullarından birisidir. 2. ci eve yerleşik rx Mars, ona manglik yapı da vermiştir. Nitekim hayatındaki tek ilişkide de Rodin’in kaba davranışlarına maruz kalmış, çoğu kez Rodin’den çok daha parlak olmasına rağmen...
Beraberinde bu bağımlılık, yoğun kin nefret ve paranoya hallerine dönüşmüş, Rodin onun en büyük düşmanı olmuştur. Rodin artık onun şeytanıdır. Kalan ömrü Rodin’e sövmekle geçer.
Anne, ev, zihin, eylemlerinin figürü olan AY; Rasi haritasında 12. kayıplar, karanlıklar evindedir. Dwadasamsa’da yine 8. evin lordu olarak, malefik Satürn ile beraber, Navamsa haritasında da 8. evde Güneş ve Rahu ile beraber mks, en zararlı durumda... Nitekim tüm her şeyi temsil eden lagnada iyi yerleşimli Ketu, onu hep öte alemlere çekmeye, başkalarından her daim çok farklı olmaya iter. Agni burç Koç’ta Ketu rahattır. Lagnada olması ise kişiye fevri davranışlar verir. Akıl sağlığında ani iniş çıkışlara sebep olabilir. Kişinin kendine zarar vermesine yol açar. Hiçbir şey kişinin umurunda olmaz, tek bir sabit fikre takılır ve belirli dönemlerde sürekli onu tekrar eder. Camille de böyle bir insan olmuştur... Annesi tarafından bir hapishane hastaneye terk edilmiştir. Yay burcunda Mula nakşatrada Merkür, 3. - 6. evlerin yönetcisi olarak, çocukluğunun bir azap gibi geçtiğini gösterir. Katı Katolik bir aile eğitimi almıştır. Bu yüzden kapatıldığı akıl hastanesinde sürekli özgürlüğü istemiştir. Bu saray gibi akıl hastanesinde, kendisinden çok farklı olan özürlü insanlarla beraber yaşamak zorunda kalması, heykellerini yapamaması, doktorun ricalarına rağmen, annesi ve kardeşlerinin onu bu açık hapishanede ölene kadar yalnız başına bırakması hayli ilginçtir.
1920 yılında doktoru, ailesine kızlarını eve kabul etmeleri için bir mektup yazdı ama annesi ve kız kardeşi kendisine sırt çevirmişlerdi ve bu yüzden doktorun mektubuna cevap vermediler. Kardeşi Paul onu her beş senede bir hastanede ziyaret etti. Camille Claudel 1943'te 30 yılını akıl hastanesinde geçirdikten sonra tek başına öldü.
Merkür Maheswara gezegenidir. Ölümü de İkizler – Başak dönemine denk gelmiştir... Nitekim öldüğü gün Güneş AL’ya trine, rx Satürn – AY transiti yine 3. ayuş ikizler evinde, transit Mars ise, Rudra Mars üzerindeydi...
Saturn ölümü işaret etmez. Tam tersine Ayuş gezegendir... Prana, yani nefesin sayısını tutar. Camille Claudel’in haritasında AY malefik, Mars ve Satürn marakadır... Ölümü getiren ise en zayıf ve ölüm gezegeni olan Merkür’dü. Nitekim ölüm dönemi de buna işaret eder.