Uykudan uyanıp, gözümüzü her açtığımızda, on binlerce düşünce üşüşür zihnimize. Bu düşüncelerden pek çoğu da, sonuç almak istediğimiz bir konu üzerinde saplanır kalır.
Arzuladığımız bir hali, olmuş, yerine gelmiş bir şekle dönüştürmek için, belki de sadece kendimizin bildiği pek çok ritüel(tören) tasarlarız kafamızda.
Şu kapıdan sağ ayakla girersem, dileğim olur!
Bugün başka hangi olumlamalar öğrensem de, bana lazım olan paraya kavuşsam?!
Onu çok beğeniyorum, beni arasın, benimle ilgilensin!
Hayalimdeki arabaya kavuşmak istiyorum!
İşimi sevmiyorum, yeni bir iş lazım...
Sevdiğimle kavuşayım... vb…
Sadhana; kavuşmayı arzuladığımız, nedenini ve manasını bilmek istediğimiz her şey için, bir nevi tören halinde çabalamak halidir.
Sadhana yapmanın ilk adımı, bu konuda pratik yapmak. Örneğin en basit Sadhana şu olabilir. Her akşam 90 gün, bir mum yakar ve hemen ardından onu söndürürsünüz. Tören sadece budur. Başka hiçbir şey düşünülmez. Bunu her gün yapmaya karar alırsınız... Bu sadhanayı yapmaya başladıktan sonra, görürsünüz ki; bazı günler bu kadar basit bir işlemi yapmayı unutmuşsunuz. Bunun nedenini bile bulamazsınız. Unutmuşsunuzdur. Kendinizi zayıf hissedersiniz. Suçlarsınız. Neden yapmadığınızı sorgularsınız...
İkinci koşul, bu sadhanayı belirli zamanlarda yapmak kararı almaktır. Her gün, gün aşırı, her Perşembe gibi... Sadece karar almak ve belirli düzende uygulamaya sokmak, Sadhana halinde olmak demek değil. O zaman her sabah kalkmamız ve elbiselerimizi giymemiz de Sadhana olurdu. Giyinmek mekanik bir işlem. Oysa Sadhana koşullarında Bilinçli Eğilim mevcut...
Sadhana’nın ruhsal bir başarı haline gelmesinin üçüncü koşulu, dahasına ilham verecek bilinç halinde olmak. İşte bu bilinç ile, her gün yeniden giyinmek bile bir Sadhana olur.
Her gün uyandığımda, ilk işim yüzümü yıkamak. Mekanik bir işlem görüntüde. Yüz yıkamayı, hangi manada ve niçin yaptığımı düşündüğümde; düzenli olarak aynı saatte yüzümü yıkarken, içinde bulunduğum farkındalık hali sadhanaya dönüşür... İşte o zaman ben; derin ölüm hali olan 1 gecelik uykudan sıyrılmak, bedenimi tertemiz bir güne hazırlamak, daha iyi nefes almak bilincinde olup, bedenime arınma yolunu açmak için adım atmışımdır...
“Ne yapıyor olduğunun farkında olmak”
“Ne istediğinin bilincinde olmak”
“Neye gereksinim duyduğunu iyi bilmek”
Ve bu bilinç ile düzenli olarak yaptığımız özel çabalar, bizi arzularımıza kavuşturur.
Bizler yaşamda savrulup giden yapraklar değiliz. Rüzgarlar estiğinde, dimdik kalmayı başaran insanlarız. Bunun yolu da Sadhana halinde olmaktan geçer...
90 ya da 108 günlük mum yakıp söndürme Sadhana’sı yapmayı öneriyorum. Bakalım ne kadar düzenli ve sabırla yapabileceğiz... Yapamadığımız zaman, kendimizi nasıl sorgulayacağız... Oysa ne kadar basit; 90 gün mum yak ve hemen söndür. Sadece bu. Hiç unutmadan. Başka hiçbir şey düşünmeden...